KARANLIK GÜNLERİN UCUZ KAHRAMANLARI YİNE MEYDANLARDA!
I2 Eylül faşizminin taşeronluğunu da onlar yapmıştı;
Maraş’ta hamile kadınların karınlarını kesip çıkardıkları ceninleri baltayla parçalamışlardı;
Camiye bomba kondu diye yalan söyleyip gözü dönmüş bir sürüyü ayaklandırmışlar; yüzlerce cana kıymışlardı;
Çorum’da, Sivas’ta yine onlar vardı; tekbir getirerek günahsız insanları katlettiler, yaktılar…
Gözümün önünde yedek subay doktor öldürdüler; iktidar merdivenlerini tırmanıp milletvekili, bakan oldular;
Hemen tüm iktidarlar tarafından açık ya da gizli arkalandılar;
Hem vurdular, hem ne vuruyorsun be diye bağırdılar;
Bir tarafta emperyalizmin Ortadoğu jandarmalığı için İsrail’in yanına yedek kuvvet yazılmış, işgalci ABD ordularını davul zurnayla karşılayan, gözünü kırpmadan kardeşine kıyan bir gözü dönmüşlük;
Bir yanda iktidar için her şeyi göze almış yalan, talan çetelerine kimi gizli, kimi açık destek olmaktan kaçınmayan faşist provakasyonculuk…
Kırşehir’de dükkânını yaktığınız yurttaşın astığı pankarttan da utanmazsınız siz;
Yozgat’ta Kars’a giden otobüslerin camlarını kırıp “İt girer, Kürt giremez” diye yazmaktan da…
Ömrümüz sizin kıydığınız günahsız canlara, kurşunladığınız aydınlara ağıt yakmakla geçti; durmadınız, usanmadınız… Hep de zeytinyağı gibi suyun üstüne çıktınız…
PKK’nın cinayetlerini bahane edip seviyor göründüğünüz bir coğrafyanın parçalanması, insanların birbirine kan davalı olması için elinizden geleni yaptınız…
Yeteri kadar ocak var biliyordum; bir de Osmanlı Ocakları kurdunuz. O ocakta neleri ve kimleri yakacaksınız ben bilmiyorum da, siz Gazi Ertuğrul’un Anadolu ve Rumeli toprakları üzerindeki özel mülkiyeti kaldıran, diline, dinine, mezhebine bakmaksızın dünyaya adalet dağıtan beyliğini değil de, o toprakları toprak ağalarına, mültenzimlere, tefeci bezirgânlara peşkeş çekip halkın anasını ağlatan, hilafetle yozlaştıran, Türkçeyi yasaklayan, Türk sözcüğünü bir aşağılama gibi kullanan, iktidarını devşirmelerle paylaşan saltanat sahiplerinin şakşakçılığına soyunduğunuzu görmüyor musunuz?
Araştırmıyor, dinlemiyor, okumuyorsunuz; saldırıyor, vuruyor, kırıyorsunuz yalnızca…
Biraz utanın ya da insan olun diyemiyorum;
İnsanlıktan da, utanmaktan da nasibinizi almış olduğunuzu hiç sanmıyorum…
İstediğiniz kadar titreyip kendinize dönün; aynalarda hep içi boş bir öfke, hep cinayet, hep yalan, hep kan göreceksiniz…